T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
AMASYA / MERZİFON - Merzifon Rehberlik ve Araştırma Merkezi

Çocuğumun kendini yönetme becerisini nasıl geliştirebilirim?

Çocuğumun kendini yönetme becerisini nasıl geliştirebilirim?

 

            Danışmanlık almaya gelen ebeveynlerden sıklıkla duyduğum yakınmalardan bazıları şunlar; "Bizi dinlemiyor, dediklerimizi yapmıyor, söz geçiremiyoruz, ne söylesem tersini yapıyor, ders çalışmıyor..." Fark ettiyseniz buradaki cümlelerde anne babalar sadece çocuğun olumsuz davranışlarından bahsediyor, onlara göre bütün olumsuz davranışlar çocuktan kaynaklanıyor. Bu bakış açısı ebeveyn olarak kendimize odaklanmamızı ve hatalarımızı görmemizi engelliyor olabilir.

            Yukarıdaki cümleleri şöyle yazabilir miyiz; "Çocuğumun beni dinlemesini sağlayamıyorum, beklediğimiz davranışları yapmamasının nedenini bulamıyorum, verdiğim mesajların çocuğum üzerinde etkili olmasını sağlayamıyorum, çocuğuma ders çalışma sorumluluğunu alma ve çalışma isteği duyması konusunda doğru yaklaştığıma emin değilim.." Bu cümleler size nasıl geldi?

Yazıma başlarken ki cümleler de "düzelmesi/değişmesi" gereken, olumsuz davranan bir çocuk var! İkinci paragrafta yazdığımız cümlelerde ise sorunun kaynağında kendini gören, çocuğun değişiminin kendi değişimi ile başlayacağının, çocuğuna kazandırmak istediği bir davranışın önce kendinde olması gerektiğinin farkında olan ebeveynler var.

           Sizin cümleleriniz hangilerine benziyor..? Bu soruya verdiğiniz yanıt çocuk eğitimine nasıl baktığınızı, çocuğunuzu nasıl algıladığınızı büyük ölçüde ortaya koyuyor.

           Danışmanlık deneyimlerimde şunu gördüm; Öyle anlaşılıyor ki, çocuklarda ortaya çıkan davranış sorunları ile ilgili olarak ebeveynler kendilerinden çok çocuklarını suçlu / sorumlu görüyor ya da çoğunlukla bu sorunun dışarıdan bir kişinin çocuğa yapacağı yardım ile çözüleceğini düşünüyor. Tabi ki bu yardım da gerekebilir ama buna daha az ihtiyaç duyuyoruz. Çoğunlukla çocuklarımızda oluşan davranış sorunlarına / geliş-e-meyen becerilere farkında olarak ya da olmayarak ebeveynler olarak bizler neden oluyoruz. 

 

Çocuklarımızı farkında olmadan dış denetimli yetiştiriyor olabilir miyiz?


           Bir çocuk, dışarıdan denetleme (baskı / korku / şiddet ya da ödül) yoluyla, sizin denetiminiz/onayınız/ödülleriniz devam ettiği sürece iyi ya da olumlu davranabilir, davranıyor gibi görünür. (biz buna "göstermelik niyet" diyoruz.) Fakat denetim kalktığı ya da yalnız kaldığı an baskı altında yapmadığı olumsuz/beklenmedik davranışları yapmaya başlayacaktır. (buna da "gerçekçi niyet" diyoruz.) 

           Dış denetimli çocuk, "annem babam çalışmamı istediği için,onları memnun etmek için ders çalışmalıyım ya da odama geldiklerinde beni ders çalışıyor görsünler, annem babam evde yokken bilgisayar oyununun başından kalkmama gerek yok ya da bana bir şey demezlerse tv seyretmeye devam edebilirim."

           "Annem görmediği sürece odamı toplamama gerek yok ya da babam farketmeden kardeşime kötü davranıp isteklerimi yaptırabilirim" şeklinde düşüncelere sahiptir. Bu düşüncelere sahip olan çocuklar korku, tehdit ya da ödül söz konusu değilse olumsuz davranışlarının nedenleri ve sonuçları üzerinde düşünmezler ve genellikle olumsuz davranışı sürdürme eğilimindedirler.

           Kendi yaşamını yönetmeyi öğrenmiş, akılcı kararlar alabilen çocuklar, çoğu zaman dış denetime ihtiyaç duymazlar ve dış denetimin benlik saygılarını düşürdüğünün farkındadırlar. Kendini yöneten çocukların cümleleri şu şekilde örneklenebilir: "Bu gece Türkçe ödevimi bitirmeyi düşünüyorum, test çözmek için bilgisayarın başından kalkmam gerekiyor, bugünlük bu kadar eğlence / oyun / tv / telefon benim için yeterli." Biz buna "gerçekçi niyet" diyoruz.

 

Peki nasıl kazandırılacak bu iç denetim?

 

          Çocuk için önemli olan iç denetimin (Vicdan - Ahlak denetiminin) kazandırılmasıdır. Vicdan denetimi, çocukta, anne babanın etkili iletişimi ve farkındalık çalışmaları yoluyla uzun zaman içerisinde oluşturacağı, "akılcı bir jüriye" benzetilebilir. Bu iç denetim modelinin çocukta yerleşmesi dış denetime göre çok daha uzun zaman alacaktır. 

          Çocuk yaşam sürecinde kararlar verirken kendi zihnindeki akılcı jüriye danışır ve en akılcı kararı verir. Bu akılcı jüriyi ebeveynler yaşanan hemen her olayın çocuğun zihninde işlenmesini sağlayarak oluştururlar.

         Bu sayede, çocuk yaşadığı olaylarda sürekli bir zihinsel sorgulama mekanizması çalıştırır, kısacası "akılcı jüri" işbaşındadır.

         Çocuk bir davranışı yapmadan önce zihnindeki akılcı jüriye danışır ve akılcı sorular sorar;

 

         "Ben şu an ne yapıyorum?

         "Bu yaptığımın bana ve karşımdaki kişiye etkileri neler?

         "Daha akılcı ya da daha ahlaklı davranabilir miydim?

         "Şu an bilgisayar/telefonla zaman geçirerek sorumluluklarımı ertelemiş ya da kendime zarar vermiş oluyor muyum?

         "Tv nin karşısından kalkmam için annemin/babamın uyarısına ihtiyacım var mı yoksa kendi hedeflerim için kendi kararımla mı kalkacağım?

         "Şimdi çözmeye başlayacağım testin benim için anlamı ve kariyerime etkisi ne olacak, bu testi erteleme ya da çözmeme kararı verirsem ne gibi sonuçlarla karşılaşırım?

         "Öfkemi kontrol edemeyip kardeşime vurduğumda kardeşim ne hissediyor, kendi isteklerimi yaptırmak için kardeşimi üzmeye hakkım var mı?"

 

          Günlük yaşam olaylarında çocuğun bu sorulara verdiği yanıtlar çocuğun kendini yönetme becerilerini geliştirmeye yardımcı olur. 

          Ebeveynin buradaki rolü, kendini yönetme ve akılcı düşünme becerilerinin gelişmesi konusunda çocuğu işlemektir. İşlemek fiilini kullandım çünkü bana göre bu iş, tam anlamıyla "zihin işleme sanatı"dır...

 

Tarık KAYA

Psikolojik Danışman

Merzifon Rehberlik ve Araştırma Merkezi

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 09.09.2020 - Güncelleme: 17.01.2022 16:08 - Görüntülenme: 439
  Beğen | 7  kişi beğendi